CİNAYETİ KÖR BİR KAYIKÇI GÖRDÜ !
Bu toprakların yetiştirdiği
en iyi evlatlardan biridir diyor gazeteci HRANT DİNK için.Evet bu toprakların en
iyi evladıydı belkide.’1915’ te başlayan ve 19 ocak 2007 ye kadar süren onurlu
bir yaşamın kahramanıydı HRANT DİNK.Malatya da başlayan yaşamı 7 yaşından sonra
İstanbul da yatılı ermeni okullarında devam etmiş yine kendisi gibi bu
okullarda öğrenim gören ve “allahın
verdiği en büyük piyango”dediği sevgili eşi Rakel Dink ile tanışıp evlenmeside burada olmuştu.'Türk'ten boşalacak o zehirli kanın
yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında
mevcuttur." Dediği için astık,kestik,kurşunladık
anlamadan,anlamak istemeden.Benden Senden Hepimizden daha da Türkiyeliydi ama
anlayamadık biz onu! Kendisini Bize anlatmak zorunda da değildi elbette ama o
herfırsatta Türkiye de Türklerle yaşamanın kendisi için ne kadar büyük bir şans
olduğunu söylüyordu.Diasporayı karşısına alacak kadar Türkiyeliydi,fransa da
soykırım yoktur diyenleri cezalandıran yasaya karşı olan tavrını Fransa da dile
getirecek kadar Türkiyeli HRANT DİNK’ti.
HRANT DİNK bundan 5 yıl önce 19 Ocak 2007 de
genel yayın yönetmenliğini yaptığı gazetesi
AGOS ‘un ve Türk devletinin gözleri
önünde arkadan kalleşçe vurularak öldürüldü.Öldürüldüğü gün HRANT DİNK “Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği” başlıklı
yazısında ;”Kendimi bir güvercinin
ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar
güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında
dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce...” diye yazmıştı.Evet yazarken hiçbirşeyden
korkmadan yazıyordu özgürdü,doğduğu bu topraklarda özgür hissediyordu kendini
ama üzerinde bir ürkeklik vardı. Ürkekti çünkü devletin valisi ve istihbarat birimleri
tarafından tehdit ediliyordu “ayağını
denk al,yazdıklarına dikkat et sonra karışmayız haaaa!” denmişti kendisine. Olayın
her safhasında devletin emniyet birimlerinin içinde olduğu anlaşılan bir
katliamdı bu.Cinayetin işlendiği saatlerde İstanbul valisi Muammer Güler olayın milliyetçi
duygularla işlenen basit bir cinayet olduğunu söyleyecek kadar pişkin ve utanmazdı!Polisler,adeta
kahraman haline getirdikleri katille resim çektirecek kadar ve bunu medyaya
sunacak kadar onursuz ve gurursuzdu ! Jandarma cezaevi aracına “ya sev ya da terk
et” yazısı yapıştıracak kadar kendinden geçmiş,iğrençleşmişti. Hükümet dava
sonunda hiçbir eleştiriyi kabul etmeyip (sütten çıkmış akkaşık) biz katili 32
saat gibi kısa bir sürede yakaladık ve adalete teslim ettik demenin dışında bir
söyleme sahip olmamakla birlikte aslında bu dava sonucunun hükümeti yıpratmaya
yönelik olduğunu söyleyerek te kendisini aklama peşine düşmüştü! Hükümete göre de aslında bu cinayet milliyetçi
duygularla işlenmiş tamamen hükümeti yıpratmaya yönelik bir cinayetti anlayacağınız. Yukarda
da değindiğim ‘utanmaz,yüzsüz,onursuz kamu görevlileri’ hakkında hiçbir idari
işlem yapmamış,yapılan işlemler de birşekilde sonuçsuz bırakılmıştır.Üstelik
cinayetin işleneceği istihbaratını bilen Ramazan Akyürek ‘ödüllendirilmiş’ Trabzondaki
görevinden alınarak Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığına kadar yükseltilmiştir.
Evet bu cinayet örgütlü bir cinayettir
katillerin büyük abilerinin yanında devletin de içinde olduğu bir cinayettir!Katilleri hepimiz
tanıyoruz ve davanın böyle sonuçlandırılmış olmasından rahatsızlık
duyuyoruz.Hükümet ‘katili 32 satte yakaladık’ söylemini bırakıp konuyla ilgili
eyleme geçmeli ve cinayette sorumluluğu olanları korumaktan vazgeçmelidir…
RAKEL DİNK’in de dediği gibi bebeklerden
katil yaratan bir toplum olduk.Sevgili HRANT,ne yazıkki senden sonra hepimiz HRANT,hepimiz Ermeni olduk!
Bir yazında okumuştum ; “evet bizim bu topraklar da gözümüz var çünkü kökümüz
burada. Ama merak etmeyin.Bu toprakları alıp gitmek için değil gelip dibine
girmek için” demiştin.çok sevdiğin ve uğruna öldüğün bu topraklarda rahat uyu
seni yaşamında anlayamadığımız ve
koruyamadığımız için bir ‘Türkiyeli’ olarak utanıyorum!
0 yorum :
Yorum Gönder